11 Şubat 2010 Perşembe

"Saf" Yetenek Cassio Lincoln Üzerine







Net olarak hatırlamıyorum ama sanırım 2005 sezonunda ki Şampiyonlar Ligi maçıydı Schalke, Fenerbahçe ile İstanbul da oynuyordu. "Ah" demiştim " keşke bizim böyle bir oyuncumuz olsa"...Galatasaray'ın Felipeleri,Necatileri "10" diye denediği senelerdi. Hagi'nin yerine koyamamıştık kimseyi ne kadar zorlasak bir lider çıkmıyordu takımın içinden.


2007 senesinden "Cassio de Souza Soares Lincoln Galatasaray'da" diyordu web sitesi. Gözlerime inanamamıştım. O Fenerbahçeyi parçalayan adam Galatasaray da idi. Özhan Canaydın bile herkesin önünde ki ağır ifadesini bırakmış "benim arabam Lincoln" tarzı esprilere başlamıştı.


İlk maçı efsaneydi; uzaktan muhteşem bir şut çıkardı Olimpiyat Stadında ve farklı kazandık o maçı ki bu başarısını ikinci senesinin ilk maçında da tekrarlayacaktı. İlk sezon çok saygı gösterdi Galatasaray taraftarı ona pek de parlak -aslında bu haksız bir tanımlama- en azından bekleneni pek de verememesine rağmen 28 maçta 7 gol ve 8 assistle. Ve dedikodular başladı "çok para alıyor", "isteksiz". "disiplinsiz" bilmem ne bilmem ne.. Bitti Lincoln o sene bitti. Karl Heinz Feldkamp toprak olduğunda bir futbolcunun kariyeriyle birlikte yatacak orada. Haklı eleştirilerin yanında "saf yetenek" ten oluşan Lincoln'un Türkiye macerası eşlik edecek ona sonsuz uykusunda. Hakan Şükür güçlüydü, -belki Türkiye tarihinin gelmiş geçmiş en güçlü futbol figürüdür-, mücadele edebildi Kalli'nin Nazisel deneyleriyle fakat Lincoln yapamadı.


2.sezon kafasında bittiğini düşündüğüm Galatasaray'ın kamplarına geç kalmayı ülkesinden geç dönmeye vb gibi disiplinsizliklere başladı ki bunu bende sonuna kadar eleştirdim hala eleştiririm. Son örnek Kader Keita'dır Lincoln gibi fantastik bir oyuncu fakat milli takımdan geç dönmelerii eyvah dedirtti. Devam edelim Lincoln'ün Galatasaray macerasına. Skibbe'nin gelişiyle birlikte "yıldız oyuncu" oldu Lincoln, Harry Kewell ve Milan Baros'a rağmen. İlk haftalarda herşey güzeldi Galatasaray ezip geçiyor, çok keyifli futbol oynuyor, 5 dakikada maç kazanıyordu. Sami Yen deki Beşiktaş maçında toplu, topsuz her pozisyonda darmadağın etti siyah-beyazlıları. Daha sonra işler kötü gitmeye başladı ve bana göre çok kötü bir antrenör olan Micheal Skibbe ile yollar ayrıldı takım Büyük Kaptan'a iade edildi. Galatasaray tarihinin saha içi yönetimi anlamında ki en büyük yanlışları herhalde bu dönemde yapıldı. İlk yarı fırtına gibi giden Lincoln, Avrupa'da da çok iyiydi.  Bülent Korkmaz'ın Hamburg maçında ki hataları onunda herşeye rağmen düzelmeyen medyadaki sempatisini her zaman arkasında olan taraftarın gözünde de bitirdi. Hatırlayalım o maçı.. Muhteşem başladı Galatasaray, Lincoln biraz daha gerideydi belki sahanın en kötüsüydü ama maç bir anda 2-0'a geldi Kewell stoperde harikalar yaratıyordu.. Bülent Korkmaz'ın bu dakikadan sonra yapması gereken Lincoln'u çıkarıp her maç oyuna soktuğu gereksiz Mehmet Güveni savunmaya alması Kewell'ı ileri göndermeseydi. 12 yaşında 3 maç izleyen çocuğun düşünmeden şeyi yapabileceği bu değişiklikleri Korkmaz yapmadı ve 2-2 oldu. Daha 20 dakika vardı bitime ve bu andan sonra artık son yapması gereken şey olan Lincoln'u çıkarıp Mehmet'i aldı oyuna orda bitti Galatasaray'ın final umudu ve Lincoln'ün Ali Sami Yen macerası 2.senesinde ki oynadığı 38 maçta attığı 9 gol ve yaptığı 21 asisstle ligin asisst kralı olarak.




4-5 gün önce Brezilya'ya geri döndü Lincoln 2 milyon Euro ve gelecek transferinin %50si ile. Gelecekte transfer olup Galatasaray'a katkısı olur mu bilmiyorum ama bu adam bize hiç bir şey vermedi demek biraz haksızlık olur. Çok yetenekiydi,her an oyunu,skoru değiştirebilirdi ama evet sonuna kadar katılıyorum çok disiplinsizdi. Belki bunun nedeni adını ezebildiği teknik adamlarla çalışmasıydı yada karakteri buydu ama kendi takım arkadaşlarından küfür yememeliydi Lincoln ne olursa olsun. İyi de oldu Galatasaray'dan gitmesi hem bizim açımızdan hem onun açısından. Artık her topu ayağına aldığında dünyaları değiştirmesini bekleyen bir taraftar yok en azından psikolojik olarak rahatız, onun üstündeki baskı da azaldı bu yönde. 

İnsan belki Frank Rijkaard ve Johan Neeskens ile verdiklerinin çok daha fazlasını verebilirdi diye düşünmeden edemiyor gerçi Rijkaard'ın konu hakkında görüşünün alındığını bile sanmıyorum hepimiz onu yollamaya çok istekliydik o da kendini göstermek için kampa bile gelmedi. Zaman zaman gözlerim arıyor Cassio'yu özellikle 4-6-0 benzeri oynamaya çalışırken. Palmerias'ta başarılar Lincoln...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder