7 Şubat 2010 Pazar

Final Third…





Yorumcularımızın bahsetmekten çok mutlu olduğu bir bölge vardır futbolda o da 3. bölge. İngilizlerin “final third” dediği alan. Yani orta saha yumurtasının bittiği yer. Galatasaray bugün orada 3 tane doğru pası bir arada veremedi taa ki 85. dakikaya kadar. Maçında özeti bu oldu 0-0.


İlk yarının ilk 25 dakikası fırtına gibi gelen Kayserispor neden sonra yine Tolunay Kafkas’ın 3 büyüklere karşı yıllardır oynattığı anti-futbol yeniden başladı. Yugoslav faulleri, inceci tackle lar ve Franco Cangele adlı Diego Lugano isimli futbolcunun Arjantin ofisinin kendini sürekli olarak yere atmalarıyla, bizim çocukları yine futboldan soğuttular. Yalnız burada değinmek isterim her ne kadar Keita’nın davranışını onaylamasamda; demek ki hakemlerin sonunda kırmızı göstermesi için Galatasaray’lı bir futbolcunun kendini kurşun yemiş gibi yere atması gerekiyormuş.




Zaten hafta içinde ki atışmalardan gergin bir ortamda başlayan maç Kayserinin dominasyonuyla ilerleken 30.dakikadan itibaren Galatasaray maçın o anına kadar yapamadığı pasları yapmaya başlayarak önce maçı dengeledi sonra da kontrolü eline geçirdi. 40. dakikada Neill’in Kayserispor’un şansına yenildiği ve 45. Dakikada Arda Turan’ın kötü vuruşu skoru değiştirmemizi engelledi.

İkinci yarıda ise rakip 10 kişi kalana kadar 10 kişi kaldıktan sonra da Galatasaray 4-6-0 ile etkili olabileceğini sonuna kadar gösterdi. Yazının başında da söylediğim gibi 2 senedir en iyi yaptığımız şey olan 3.bölgedeki doğru paslar ve skora giden efektif oyunu bir türlü gerçekleştirmedik 89’a kadar. 91 doğumlu Emre Çolak efsane şampiyonlukta Aydın Yılmaz’ın başardığını başaramadı. Beklide böylesi hayırlıdır canı sağolsun. İkinci yarıda ki sevindirici gelişme ise maçın sonunda gelen istatistiklere göre 490 başarılı pas yapmamızdı.

Lucas Neill’in oyunu giderek Popescu’ya benzemeye başlıyor. Bu da beni inanılmaz sevindiren bir gelişme. Bugün kusursuz olmasa da vasatın çok üstünde bir performans oynadı hem hücumda hem savunmada. İkinci takdirimiz Mustafa Sarp’a gidiyor. Yine her maç olduğu gibi bu maçta elinden gelenin en iyisini yaptı Mustafa. Mehmet Topal’ın “ilk dokunuş” sorunu ise hala devam etmekte. Takımın bekleri ise beni bugün en çok hayal kırıklığına uğratan isimlerdi. Caner Erkin ve Uğur Uçar yanlış pasları, pozisyon hataları (artık ben yazmaktan bıktım) ve manasız ortalarıyla yarardan çok zarar verdiler. Servet Çetin’in yokluğunda “eyvah” diyerek maça başlamamıza sebep olan Emre Güngör ise o eski günlerine yaklaşmış gibi gözüküyor. Arda Turan ise maç boyunca uğraştı, didindi. Zaten forvet oynamayı da kıvırırsa çok çok önemli takımların kadrosunda oynamayı hak edecektir.

Sonuç olarak, Kayseri zor bir deplasman. Güzelim stada sahip bir ilin böyle berbat bir zemine sahip olmasını 2 yıldır bir türlü anlayamadım. Bu saha sanırım tam Tolunay Kafkas’ın oynamak istediği saha. Rakibe pas yaptırmamayı başaramadıklarında saha başarıyor. Zor bir deplasmandan 1 puan başarı olmasa bile başarısızlık değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder