4 Kasım 2010 Perşembe

2k11 ardından Jordan Çeşitlemeleri



85 sonrası doğumlular yolları basketbolla bir anlamda kesiştiyse şanssız bir jenerasyondur. Çünkü "Majestelerini" şöyle doya doya Space Jam dışında ancak banttan izleyebilmişlerdir. Çok uzak bir imaj var kafamda sanırım 97 finalleriydi Jazz-Bulls maçıydı. Steve Kerr'in buzzer attığı maçı izlemiştim tekrardan. Emin değilim ama galiba o zaman maçları Kanal D verirdi. O gün kendi kafamda düşündüğümü hatırlıyorum bence hiç bir sporcu Micheal Jordan kadar büyük olamayacak. Üzerinden 13 sene geçmiş. Jordan'ı sindirdiğim kadar bir çok sporcu izledim,laçırdıklarımın videolarını bulup inceledim,destekledim ama o fikrim hala sabit. Sadece basketbolcu olarak değil, bir sporcu olarak Micheal Jordan kadar büyüğü gelmeyecek. Bazı insanlar daha büyük bir amaca hizmet eder, bazıları kendi amaçlarına, bazılarıysa yalnızca tek ama tek bir hedefe giderler. Jordan bunların 3süydü. Tek amacı vardı ne olursa olsun kazanmak! Rakip kim olursa, yarışma ne olursa, yer neresi olursa olsun mücadele etmek son ana kadar ve kazanmak.Ama kazanırken makyavelist olmadan. Saygıyıla, bileğiyle, bacaklarıyla, takım arkadaşlarıyla, beyniyle kazanmak. Belki de onu benim gözümde bu kadar büyük yapan nihai amacına giden yolun ahlakıyla örtüşmesiydi. 2k11'nın Jordan Challange'i sanırım hayatımda bitirmek için en çok kastığım oyun oldu. Ve oynarken aklımda hep şu vardı " Bu adam bunları nasıl yapmış?"....

Long Live the Real King!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder